Geçen haftadaki sayfa görünümleri

8 Aralık 2011 Perşembe

"İnsanları tanımak için tüm gücünüzü verin ama tüm sevginizi vermeyin, Onları tanımaya başladıkça verdiğiniz sevgiye acıyacaksnız" demiş Mevlânâ.

Sevgi hani şu Malcom-X in zencinin beyazın birbirine "Kardeşim" diye hitap edilmesindeki şaşırışı ileYunus Emrenin Yaradılanı sevdik Yaradandan ötürü sözünün ortak paydası..

Sevmek hani faniyi, Bakiyi...

Sevmek belki de hani Rabbim yaratmış ki değeri, sevgiyi hak ediyordur deyip sevmek. Hani bir de Rabbin katındaki değere mutabık senin de yanında artan değere karşı duyulan sevgi..

Başta verdiğimiz sevgi belki de sonda verdiğimiz sevgiye eşit olduğunda nice pişmanlıklar, hayal kırıklıkları peş peşe geliyor.

Mutedillik yolunda yürümeye çalışırken hangi işimiz itidal ki? Verdiğimiz (beklediğimiz) sevgi de itidal olsun!

Mevlânâ... Amenna ve saddekna... Tüm sevgiyi hak eden insan değil (Belki de anbean unutuyoruz) biz sadece sevgileri olur olmaz yerlerde kapı eşiğinde süpürülsün diye vermişiz (ya da bize açılan kalbin sevgisini kapı eşiğinde bırakmışız).

Ama Aslına versek sevgimizi tüm kalbimizle nolur ki?
Neler olmaz ki?
....
Kapı eşiğinde kalırız yine belki ama en azından kapı eşiği Rabbin kapısının eşiği olur. Hulusi Efendi der ki Peygamberimiz (SAV)'e kapının eşiğinin tozu olayım. Artık bakmak lazım yanlış sevdalar belki ASIL sevdayı bulmaya vesile, ama vesile değilse niye?

Tanımak için sadece gücümü kullanacağım ey insan, çünkü kalbin asıl sahibinin yerini işgal etmeye hakkın yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder